Özel yetenekli öğrencilere BİLSEM desteği

Özel yetenekli öğrencilere BİLSEM desteği
Yayınlama: 10.04.2024
A+
A-

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri’ne bağlı bilim ve sanat merkezleri, özel yetenekli öğrencilerin gelişimine destek olmak için proje tabanlı eğitimler sunuyor.

İlk olarak 1995 yılında Ankara’da açılan bilim sanat merkezi, 2003 yılında 18 noktada, günümüzde ise Türkiye’nin 81 ilinde 392 merkezde 102 bin 175 öğrenciye destek eğitimleri veriyor.

Bilim ve sanat merkezlerinde öğrenci kabul süreci nasıl işliyor?

BİLSEM hakkında en çok merak edilen konulardan biri kayıt süreci. TRT Haber’e konuşan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Mustafa Otrar, anlamlı şekilde akranlarından farklılık gösteren özel yetenekli çocukların öğretmenleri tarafından fark edilerek iki aşamalı tanılama sürecine dahil edildiğini belirtti ve şunları söyledi:

Biz BİLSEM’e öğrenci kabul sürecinde sınav yapmıyoruz. Buradan velileri uyarmak istiyorum, internet ortamından BİLSEM’e hazırlık adı altında sunulan bütün eğitimler, reklamlar gayri resmidir ve bazı noktalarda da gayri ahlakidir. Biz öğrencilerimizi nesnel ölçme araçlarıyla tanılayarak bünyemize dahil etmeye çalışıyoruz.

Destek eğitimlerin temelinde projeler var

BİLSEM’e yönlendirilen ve 2 aşamalı tanılama sürecinden geçerek kabul edilen öğrenciler bulundukları konuma en yakın merkezde eğitim görmeye başlıyor. Uzmanlara göre bu bir destek eğitim programı olduğundan öğrenciler kendi okullarında eğitime devam ediyor, hafta içi akşam, hafta sonu da bir gün olacak şekilde bilim sanat merkezlerine geliyor. Doç. Dr. Otrar BİLSEM’lerdeki eğitim sürecini de paylaşıyor: 

Önce öğrencimizin kendini ve yeteneklerini tanımasına odaklanıyoruz. Arkasından bu yeteneklerine uygun şekilde eğitim alabilmesi için kendilerini çeşitli ortam ve uyarıcılarla karşılaştırıyoruz. Mesela resim, müzik gibi görsel sanatlarla ilgili atölyelerimiz var. Diğer taraftan uzay ve uçuş teknolojileriyle, yapay zekayla ilgili var. Bunun gibi onlarca onlarcası. Bunlar günün ihtiyacına göre değişiklik gösterebiliyor. Mesela bundan beş sene önce bir yapay zeka atölyesi yoktu. Ama bugün bir yapay zeka atölyesini BİLSEM için neredeyse standart bir atölye haline geldi. Tarihsel zamanın getirdiği son ne varsa uyarıcı olarak onları öğrencilerimizle karşılaştırmaya odaklanıyoruz.

Otrar, bilim ve sanat merkezlerinde verilen eğitimin odağında öğrencilerin zeka ve yeteneklerini doğru şekilde işlemek olduğunu vurguluyor:

Biz çocuğa zeka ya da yetenek katıyor değiliz. Fakat zeka ya da yeteneğini en uygun şekilde, en ustaca kullanabilmesi için çok çeşitli, çok boyutlu beceriler kazandırmaya çalışıyoruz Bu öğrencilerimiz oldukça yaratıcı, problem çözücü ve özgün ürünler ortaya koyma konusunda son derece istekli oluyorlar.

“BİLSEM çocuğunuza neler kattı?”

Başlıkta okuduğunuz bu soruyu BİLSEM öğrencilerinin ebeveynlerine yönelttik. Neredeyse tamamının gözlemi ve yanıtı çocuklarındaki özgüven ve sosyal becerilerindeki artış ile ilgiliydi. İşte o yanıtlar:

Halil Yurdugül:
Günlük yaşantısında artık daha üretken. Problemlere yaklaşımların daha farklı olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Hızlı düşünebilen, hızlı öğrenebilen öğrenciler için bilim sanat merkezleri büyük bir fırsat sunuyor.

Burcu Silah:
İlkokul sürecinde arkadaş bulmakta zorlanıyordu biraz. Bu süreçte çok güzel ilişkiler, arkadaşlıklar kurdu. Farklı bir dünyayı sanki kapı açtı. Bakış açısı değişti. O anlamda çok seviyor BİLSEM’i. Biz de çok mutluyuz o anlamda.

Alper Şen:
Benim gördüğüm sosyal yetenekleri çok arttı. Kendine güveni daha çok arttı. Değişik kapılar açıldı, bizim hiç görmediğimiz, bilmediğimiz şeyleri öğrenme fırsatı oldu.

Şener Küçüktat:
Bizim kızımızda gördüğümüz en büyük artı ar-ge’si oldu. Mesela şu anda kızım herhangi bir proje veya bilmediği bir kelime duysun asla onu geçmez. Mutlaka araştırır bakar, anlamını öğrenir. Buraya severek gelen bir öğrenci için yapılamayacak bir şey yok. Burada hayaller, gerçekler sınırsız.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.