Susuzluktan kavruluyoruz.
Ülkemizin en değerli ovalarından biri olan Bakırçay Ovası’daki tarım arazilerinde sulama sorunu hat safhada.
Sondajlar kuruyor, mahsüller son suları almadan hasada dönme tehlikesinde.
Üreticilerimiz kendi yaratmadığı bu sorunu çözmek için, sondajlara ilave yaparak, zaten para kazanamadığı ürünleri tarlada yanmasın diye ek masraf yapmak zorunda kalıyor.
Tarım Bakanlığı ve ona bağlı il – ilçe Müdürlükleri nerede ?
Bu sorunun nedenini araştırmaları gereken kurumlar onlar değil mi ?
“İklim Krizi var biz napalım” diyerek işin içinden sıyrılıp, yukarıyı yağlamaya devam mı ?
Oysa son on yılda dünya genelinde yağış miktarı azalmamış, hatta çok küçük bir artış bile söz konusu..
Problem iklim krizi mi yoksa başka nedenler mi?
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz’e kıyı ülkelerdeki tatlı su kaynakları ve yeraltı suları yok olma tehlikesinde..
Yağmur yağıyor ama nereye?
Su azalmıyor dünyada.
Neden bizim bölgemizde yağmur yağmıyor?
Bunu araştırması gereken Bakanlıklar ne iş yapar?
Sorunu ve Çözümü onların araması bulması ve gereğini yapması gerekmez mi?
Bakırçay özelinde neyi yanlış yapıyoruz da yağmur bulutları bizi terk etti ?
Ülkenin batısındaki tüm tepe ve dağların neredeyse tamamında rüzgar gülleri dönüyor?
Rüzgar gülleri enerji üretiyor, sahipleri devlete elektrik satıyor.
(Bu işleri devletin kendisi niye yapmıyor orası ayrı bir konu tabi. Belki de asıl konumuz bu)
Rüzgar gülleri bizim yağmur bulutlarını küstürmüş olabilir mi?
Kulağa saçma gelebilir ama araştırılmaya değmez mi bu konu?
Suyu biriktirme, depolama problemi var desek, barajlar yeterli aslında bölgede.
Zaten bu nedenle dereler de kurudu.
Yağmur yağmıyor ki depoyu dolduralım.
Problem nereden kaynaklanıyorsa acilen araştırılması ve Bakırçay Bölgesi tarımının güçlendirilmesi hem ülkenin geleceğini hem de bölge insanının geleceğini belirleyecek..
Umarız gerçek bilim adamlarıyla gerçek bilime dayalı bir araştırma yapılır.
Kozak fıstığının niye ürün vermediğini araştıran (!?) bilimden ağzımız yanık çünkü..