İNÖNÜ ve BERGAMA

Yayınlama: 25.12.2025
A+
A-

Bugün, Cumhuriyetimizin ikinci Cumhurbaşkanı, Millî Mücadele’nin en kritik eşiklerinde sorumluluk üstlenmiş büyük devlet adamı İsmet İnönü’nün aramızdan ayrılışının yıl dönümü. Her insan gibi hataları olmuştur ama onu anmak; yalnızca bir ismi hatırlamak değil, zor zamanlarda nasıl ayakta kalındığını, devlet aklının nasıl inşa edildiğini yeniden düşünmektir.

İsmet İnönü, tarih sahnesine bir yıldız ışıltısı yaymadı belki ama sükûneti, disiplini ve kararlılığıyla öne çıktı. Cephede askerdi, Lozan’da bir milletin onurunu savunan baş müzakereciydi. Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında ise genç bir devletin en kırılgan ve 2. Dünya savaşı gibi zor dönemlerde yükü sırtlanan bir yöneticiydi.
Savaşlardan çıkmış, yoksul ama onurlu bir ülkenin yeniden ayağa kalkma mücadelesinde, popülizmi değil sabır ve denge siyasetini güttü.

Onun devlet anlayışı, Anadolu’nun her köşesini tanımayı ve halkla birebir temas kurmayı gerektiriyordu. Bu nedenle yaptığı yurt gezileri, birer sembolik ziyaret olmanın çok ötesindeydi. Bergama’ya gelişi de bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Binlerce yıllık geçmişiyle Anadolu’nun en eski Krallık merkezlerinden biri olan Bergama’da bulunması, Cumhuriyet’in tarihsel mirasla kurduğu bilinçli bağın ifadesiydi.

Pergamon’dan, Roma’ya, Osmanlı’ya, oradan da Cumhuriyet’e uzanan bu topraklar; sadece antik sütunların, tapınakların değil, aynı zamanda modern Türkiye’nin hafızasını da taşır. İsmet İnönü’nün Bergama ziyareti, Cumhuriyet’in yerel değerleri verdiği önemi, onları anlayarak ilerleme iradesinin bir göstergesidir.
Bergama halkı için bu ziyaret, devletin başındaki kişiden gelen bir ilginin; tarihine, kültürüne ve insanına verilen önemin ifadesi olarak hafızalarda yer etmiştir. Bu elbette kişisel bir bakıştan ziyade genç Cumhuriyetin anlayışıdır. 

Bugün Bergama sokaklarında dolaşırken, Akropol’e bakarken ya da bir köy meydanında soluklanırken; bu toprakların yalnızca geçmiş uygarlıkların değil, Cumhuriyet kadrolarının da ayak izlerini taşıdığını hatırlamak gerekir. İnönü’nün Bergama’ya gelişi, işte bu tarihsel sürekliliğin sessiz ama anlamlı duraklarından biridir.

Fotoğraf 1: İnönü’nün Bergama Ziyaretinden

İnönü, 1943 yılında yaptığı Bergama ziyareti esnasında “Dünya klasiklerini Bergama Tiyatrolarında oynatınız.” demiştir. (Bkz: 1. fotoğraf) Bu sözün üzerinde durmak gerekirse 2. Dünya Savaşı yılları. Avrupa’da dünya tarihinin en büyük savaşı var.(50 milyon civarında insanın öldüğü bir savaş.) İsmet İnönü Türkiye’yi savaşa sokmamak için direniyor ve başarıyor.

Aynı günlerde Berlin’de neler oluyordu diye baktığımızda; Hitler faşizmi altında bir felakete sürüklenen Alman başkentindeki Pergamon Müzesi’nde yoğun bir çalışma vardı. Bergama’dan kaçırılan Zeus Sunağı’nı korumak için hem sunak hem de müze çepeçevre kum çuvalları ile korumaya alınmıştı. (Bkz: 2. fotoğraf)

Fotoğraf 2: Zeus Sunağı’nın kum çuvallarıyla korunması

İşte önceki satırlarda yazdıklarımdan dolayı şöyle diyebilirim ki; İsmet İnönü’yü anarken, onu sadece bir dönemin yöneticisi olarak değil; zor zamanlarda devlet olmanın ne anlama geldiğini öğreten bir figür olarak hatırlamak gerekir. Alkışlarla değil, eleştirilerle sınanmış; buna rağmen görevden kaçmamış bir isimdir o. Bugün onun hatırası önünde saygıyla eğilirken, bizlere bıraktığı en büyük mirası da unutmamalıyız. Cumhuriyet’i her koşulda korumak, aklı ve sağduyuyu rehber edinmek, kişisel çıkarların değil kamusal sorumluluğun arkasında durmak.

Milli Mücadele kahramanı, ülkemizin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü vefatını 52. yılında rahmetle, minnetle anıyorum. Ruhu şad olsun.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.